REHBERLİK BÜLTENİ

Çocukların Kimlik Gelişiminde Ebeveynlerin Etkileri

Çocukların kimlik gelişiminde ebeveynlerin çok önemli rol oynadığı bilinmektedir. Çocukların kimlik gelişiminin temelleri yaşamlarının ilk yıllarında atılmaktadır. Çocuk dünyaya geldiği andan itibaren ilk etkileşimde bulunduğu kişiler anne ve babasıdır. Çocuğun ilk yaşam deneyimleri de aile içinde başlamaktadır. Aile çocuğun hem gelişimsel açıdan önemli dönemlerinin yaşandığı hem de fiziksel, duygusal, sosyal, zihinsel ve kişilik gelişiminin oluştuğu bir ortamdır. Anne ve babanın çocukla olan etkileşimi çocuğun aile içindeki konumunu belirlemektedir. Annelik ve babalık bireysel olduğu kadar yaşanılan kültür ve toplumdan da etkilenerek şekillenmeye başlar. Çocuk doğduğu andan itibaren ailenin değerleri, inançları, gelenekleri ve tutumlarından etkilenmektedir. Aile sadece kişilik yapısının oluşmasında değil aynı zamanda çocuğun ileriki yaşamında meslek seçimi, eğitim yaşantısı, özgüven gelişimi ve sosyal gelişim gibi bir çok alanda da önemli bir faktördür. Çocuğun çevreye ve kendisine güven duyması için ilk önce çocuğun bulunduğu ortamda kendini emniyette ve güvende hissetmesi gerekir. Her aile ve çocuk özeldir, biriciktir ve bu yüzden ebeveynlerin mizaçları, ebeveynlerin çocukla ilişkisi, çocuğun mizacı ve yaş dönemi gibi faktörlerden dolayı farklı özellikler içermektedir.

Erikson’a göre bebeklik dönemi güven ya da güvensizlik evresidir. Temel olan güven ya da güvensizlik duyguları anne ve bebek arasındaki iletişime bağlı olarak gelişir. Anne bu dönemde bebeğin karnını doyurma, altını temizleme, uyku düzenini sağlama gibi temel fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayıp bebeğe ilgi, sevgi ve şefkat gösterirse bebekte temel güven duygusu oluşur. Tüm bu ihtiyaçları karşılanan bebek annesi tarafından sevildiğini hissedip dünyayı güvenli bir yer olarak algılayacaktır. Böyle bir bebek sonraki yıllarda yeterli, güvenli, girişken ve kararlı kişilik özellikleri gösterir. Güven duygusu kurulurken temel fizyolojik ihtiyaçların yanı sıra dokunma ihtiyacı da oldukça önemlidir. Ebeveynler bebeklerini kucaklarına alıp sık sık okşamalı ve göz teması kurmalıdır. Anne-bebek ilişkisi olumsuz ise çocukta temel güvensizlik duygusu oluşacaktır. Bu durumda çocuğun ileriki yaşamında dünyayı güvensiz bir yer olarak algılamasına ve kendine karşı güvensiz bir birey olmasına sebep olabilir. Güven duygusu çocuğun dünyasında ekmek ve su kadar önemli bir ihtiyaçtır. Aynı zamanda anne ve baba tutumu çocuğun tüm yaşamını etkileyen bir güçtür. Bu tür bir bağlanma şekli güvenli bağlanma olarak adlandırılmaktadır. Güvenli bağlanma tarzına sahip olan bir birey hem kendisi hem de çevresindeki diğer insanlar hakkında olumlu düşüncelere sahiptir. Bu bireyler duygularının farkındadırlar ve duygularını kontrol etme konusunda sorun yaşamazlar. Güvenli bağlanma tarzı sosyal ilişkiler açısından da oldukça önemlidir. Bu bağlanma tarzında olumlu sonuçların elde edilebilmesi için öncelikle ebeveyn ve çocuk arasında iyi bir iletişim ve sevgi bağının kurulması gerekmektedir.

Çocukların ileriki yaşamlarında fiziksel ve psikolojik olarak sağlıklı ve dengeli kişilik geliştirmeleri ve mutlu olabilmeleri aile içindeki tutumlara bağlıdır. Ailenin çocuğa karşı olan tutum ve davranışları önemlidir. Anne ve babanın sadece çocukla olan ilişkisi değil aynı zamanda birbirleriyle olan ilişkisi de gelişmekte olan çocuğun dış dünyayla kuracağı ilişki için bir model oluşturur. Bir çocuğun şahit olduğu ilk ilişki annesi ve babası arasındaki ilişkisidir. Anne ve baba tutumlarını çocuk model alarak ve gördüğü bu modeli taklit ederek büyür. Ebeveynler çocuklarına model olarak davranışlarını düzenlerken diğer yandan da çocuklarının çeşitli alanlardaki gelişimlerine desteklemektedirler. Ebeveynlerin sağlıklı tutumları sayesinde çocuk toplumun bir bireyi haline gelir. Aidiyet duygusu ailede kazanılır. Aile temel bilgilerin ve kazanılmaların edinilmesi için çocuğa ışık tutucu bir niteliktedir.

Çocuğun kimlik gelişimi açısından bakıldığında en sağlıklı ebeveyn tutumunun demokratik tutum olduğu düşünülmektedir. Demokratik tutumun göz önünde bulundurulduğu bir ailede ebeveynler çocuğa karşı koşulsuz ve karşılığı olmayan sevgi ve saygı göstermektedirler. Bu tutumda kısıtlamalar ve özgürlük arasında çocuğun sağlıklı bir kimlik geliştirmesine alan açılmaktadır. Çocuğun bağımsız bir şekilde düşünmesine ve bireyselliğini korumasına izin verilir. Çocuğun varlığına saygı gösterilir ve düşüncelerine değer verildiği hissettirilir. Bu tutumda da kurallar ve kısıtlamalar elbette vardır ama diğer tutumlar gibi katı cezalar ve yaptırımlardan uzak durulur. Bu tutuma sahip ailelerdeki kurallar çocuğun fikrini alarak birlikte belirlenmektedir. Yapılan eleştiriler ve kısıtlamalar çocuğun yaptığı davranışa yönelik olduğu kişiliğine yönelik olmadığı belirtilmektedir. Bu tutumu benimseyen aileler çocuklarının kendilerinin farkında olmasına ve kendilerini geliştirmesine izin verirler. Demokratik tutumun benimsendiği ortamlarda ebeveynler çocuğun özerk bir kişiliğine sahip olduğunun farkındadırlar. Anne ve babanın davranışlarında düzenlilik ve tutarlılık vardır. Demokratik tutumla yetişmiş çocuklar ileriki yaşamlarında sorumluluk bilinci olan, özgüven düzeyi yüksek, sosyal becerileri gelişmiş, kendini ifade edebilen, başka insanların sınırlarına saygı duyabilen,  düşüncelerini rahat bir şekilde dile getirebilen, işbirliği içinde olan, çevresine güvenebilen ve mutlu bireyler olurlar. Çocuklar kurdukları özdeşim ile birlikte ebeveynlerinin tutumunu benimseyerek ileride ebeveyn olduklarında ebeveyn tutumunun benzerini kendi çocuklarına gösterirler. Tutumlar kuşaklar arası benzerlik göstermektedir. Yapılan araştırmalar bu tutumların çocuğun akademik başarısı ve arkadaşlarıyla olan sosyal ilişkileri gibi çeşitli alanlarda olumlu sonuçlarla ilişkili olduğunu göstermektedir.

Çocukların bir birey olarak kendilerini gerçekleştirmesi ve kendilerinin farkında olabilmeleri için uygun ve sağlıklı koşulların oluşturulması gerekir. Bu koşulların sağlanamaması durumunda çocuk kendi benliğini tanıyamayan, bağımlı ve güvensizlik duyguları geliştiren sağlıklı olmayan bir birey oluşmasına sebep olabilir. Ebeveynler olarak çocuğunuz sağlıklı bir kimlik oluşturmasını istiyorsanız çocuğunuzu her koşulda kabul etmeniz ve sevmeniz gerekmektedir. Ebeveyn ve çocuk ilişkisi çocuğun kimlik gelişimi açısından hem de ileriki yaşamında sağlıklı bir birey olabilmesi için önemli bir temele dayanmaktadır. Çocuğun gelişimindeki ilk adımlardan biri olan okul öncesi eğitim çocuğun aileden sonraki sosyal ortamıdır. Okul öncesi dönemde çocuğun gelişimi, çevredeki uyaranlardan etkilenmektedir. Okul öncesi çocuklar çevrelerinde olan farklı olaylarla, farklı kişilerle etkileşim halindedirler. Ebeveynlerin çocuklarına düzenli ve tutarlı sınırlar koymaları çocuğun vicdan gelişiminin, yargılama becerisinin ve sınırlara saygının gelişmesine olanak sağlar. Okul öncesi dönemde sağlıklı ve güvenli bir geçişin yapılması, ev ve okul arasında köprü kurulması ebeveyn ve çocuk için önemli bir kısmı oluşturmaktadır. Benlik algımızın gelişmesindeki en önemli dönem çocukluk dönemidir. 0-6 yaş arasında yaşanan deneyimler çocuğun olumlu ya da olumsuz bir benlik algısını geliştirmesini sağlar. Bu dönemde yaşanılan durumlar bireyin kendisi hakkında düşünce, yargı, algı ve deneyimlerini oluşturur. Benlik algısının sağlıklı bir şekilde oluşması için bakım verenlerin, öğretmenlerin ya da çocuğun çevresindeki kişilerin önemli bir işlevi vardır. Benlik algısının sağlıklı bir şekilde gelişmesine alan açılmayan bir çocukluk döneminde, ergenlikten itibaren çocuğun kendisine karşı olumsuz bir benlik algısı geliştirmesine sebep olmaktadır.

KAYNAKÇA

Ceylan, Ö. (2017). Anne Baba Tutumları ile Çocuğun Sosyalleşme Süreci Arasındaki İlişki: Okul Öncesi Örneği. İstanbul Gelişim Üniversitesi.

Öngider, N. (2013). Anne-Baba ile Okul Öncesi Çocuk Arasındaki İlişki. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar.

Sümer, N., Aktürk, E,G., Helvacı, E. (2010). Anne-Baba Tutum ve Davranışlarının Psikolojik Etkileri: Türkiye’de Yapılan Çalışmalara Toplu Bakış. Türk Psikoloji Yazıları.

Şanlı, D., Öztürk, C. (2015). Anne Babaların Çocuk Yetiştirme Tutumları ve Tutumlar Üzerine Kültürün Etkisi. Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Elektronik Dergisi.

English idioms by theidioms.com